görsel


Albert Einstein, Carl Friedrich Gauss, James Clark Maxwell neden hâlâ yaşayan efsaneler olarak adlandırılıyor? Günlük yaşantımıza en ufak katkısı olmayan kuramların bize ne faydası var? Oysa pek çok buluşun temeli, ne işe yaradığı bilinmeyen, yararsız bilgi niteliğindeki bir başka keşfe dayanır. Bütün ömrünü, yaşadığı yüzyılın çok ilerisindeki bir hayatı düşleyerek geçiren Abraham Flexner, bu makalesinde, basit araştırmaların sınır tanımaz bir hayal gücü ile buluştuğunda ne denli büyük keşiflere evrilebileceğini gözler önüne seriyor. Abraham Flexner’in izinden yürüyen Robbert Dijkgraaf, “Yarının Dünyası” başlıklı önsözünde yaptığı analizlerle Flexner'in derin çalkantılarla ve endişeyle dolu bir zamanda yazdığı Faydasız Bilginin Faydası isimli makalesini emsalsiz bir zaman kapsülü olarak nitelendiriyor.

Düşünce özgürlüğü, bilginin ilerlemesinde sadece bir araç değil, demokrasi ve hoşgörünün temel unsuru olarak da insan refahı için vazgeçilmez önemdedir. Özgür araştırma, ruhu yüceltir ve aşina olduğumuz şeylere yeni bir açıdan bakmamızı sağlar. Yani, dünyamızı gerçek anlamda değiştirir. Flexner’in ifadesiyle, “İnsan ırkının gerçek düşmanı, haklı ya da haksız, korkusuz ve sorumsuz düşünür değildir. Gerçek düşman, insan zihnini, kanatlarını açmaya cüret edemeyeceği bir kalıba sokmaya çalışan kişidir.”