görsel


“Büyük Düşlerin Tümü de Yok Olmuşa Benziyordu. Bütün İyi Adamlar Onları Korurken Öldüler.”

Postacı, alternatif bakış açılarını benimsemede usta bir bilimkurgu yazarı olan David Brin’in erken dönem eserlerinden biri ve bir bakıma döneminin kasvetli gelecek düşüncelerine cevabı. Kendi sözleriyle, “…ne kadar çok şeyi fazlaca önemsemeden varsaydığımızın, bugün bizi birbirimize bağlayan o küçük lütufların eksikliğini ne kadar çok çekeceğimizin hikâyesidir.”

Bazı yalanlar, gerçeğe dönüşmeye ya da onu kendilerince değiştirmeye eğilimlidir. İyi bir kurgu, hakkı verilmiş bir rol gerçeğe baskın çıkma potansiyeli barındırır. Kıyametsavaşı ertesinde umut, işte bu tür yalanlardan biriydi.

Uygarlığımız her an çökebilir. Hükümet, ordu dağılabilir. Öyle ki sanayi dünyası tek bir makinenin dahi çalışmadığı, giderek yabanileşen insanların yalıtılmış kasabalarda tıkılıp kaldığı ve kıtaların boylu boyunca kanunsuz topraklar halinde uzandığı bir cehenneme dönüşebilir. Ama umut; baştan başlamanın, arınmanın umudu bütün nükleer savaşlardan, toplu yıkımdan ve yalıtılmışlıktan sağ çıkmaya muktedirdir.