Ben, meslek sahibi, hiç çocuklu, iki kez dul, bir kedili, çok çiçekli, şimdilerde bekar bir kadınım. Yani, toplumun çağrışı ile "dul"um (!) Hem sevdim, hem de sevildim. Hem de kaç kereler... Acıyı da, hüzünü de, kederi de tattım. Hiç aç kalmadım. Sağlıklıyım. Enerjiğim. Üretkenim. Çalışkanım. Duygusalım. Becerikliyim. Yaratıcıyım. Sanatçıyım. Tiyatrocuyum. Şakacıyım. Fotoğrafçıyım. Söz yazarıyım. Ev kadınıyım. Neşeliyim. Hoşum. Matrağım. Vejetaryenim. Gırgırım. Sevgiliyim. Dişiyim. Dürüstüm. Mutluyum... Çünkü kadınım. Ama... Mutsuzum. Çünkü: Ne şimdi her şeyin bedeli iki bacak arasında? Neden kadınlar yalnızca doğurmak için? Neden kadınlar bu yüzyılda erkeğinden hala dayak yiyor? Neden kadınlar güçsüzmüş? Bunu kim demiş? Sevgisini ve coşkusunu yaşamak isteyen kadınlar neden orospuymuş? Dulların yaşamı niye kısıtlı olmalıymış? Neden yalnız yaşayan kadınlar kötüymüş?
Kadınım... İşte bunlar yüzünden de mutsuzum...