görsel

Alaeddin Keykubad'ın karısı, II. Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hatun tarafından 1237-1246 yılları arasında yaptırılmıştır. Cami, medrese, türbe ve hamamdan oluşan bu külliye, gerek genel görünüşü, gerekse yapılış şekliyle Anadolu'da bulunan Selçuklu eserlerinin en güzel ve en önemli örneklerinden biridir. Oturum alanı 2.203 metrekaredir. Caminin batı cephesindeki ana giriş kapısı şaheser bir arabesk süsle donatılmıştır. Bunun üzerine de, ''Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, gereği üzere namaz kılan, zekat veren, Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder, onarır. İşte hidayet üzere bulunanlardan oldukları umulanlar bunlardır.'' Mealindeki Ayet-i Kerime yazılıdır. Kitabesinde ise şöyle denilmektedir : ''Bu mübarek mescidin yapılmasını, fetihler babası, dünya ve dinin yardımı ve emanı, Keykubad'ın oğlu, Keyhüsrev zamanında, yüksek mertebe sahibi zahide, saliha, dünya ve dini safvetti, hayırların öncüsü, büyük valide emretmiştir. Allah onun yüceliğinin gölgesini daim ve iktidarını kat kat eylesin. Bu yapı altıyüzotuzbeş yılında şevval ayında inşaa edilmiştir." Cami’nin üç kapısı vardır. Bunlar, kuzey, batı ve doğuya açılmaktadır. Ana kapı batıdadır. Bu kapının girişte sol tarafında, caminin kuzey ucunda, Mahperi Hatun'un türbesi bulunmaktadır.

Selçuklu döneminde ''Huvand” ünvanı Selçuklu Saray ailesine özel bir ünvan olarak verilmektedir. Mahperi Hatun da bu ünvanı kullandığı için Cami Huvane'dan türkçeleşerek ''Hunat Cami'' olarak adlandırılmıştır, Tarihi değeri çok yüksek mihrabi ve minberi vardır. Kırksekiz büyük ayaklarla beslenen kemerler üzerine oturtulan tavan tonoz şeklindedir. Ortadaki kubbesi daha sonra yapılmıştır. Minaresi ise 2. Abdulhamid döneminde inşa edilmiştir. Caminin arka bölümü Selçuklular döneminde yazlık olarak kullanılmaktaydı. Daha sonra tamamı kapatılarak bugünkü hale getirilmiştir.