Megaloman kralın, dalkavukları yüzünden düştüğü hali hikaye eden bu kıssayı kısaca hatırlatayım isterseniz.
Giyimine düşkün kral, bir gün emirerini çağırıp, ülkedeki terzilere duyuru yapmasını ister. Duyuru şudur: Kim en güzel elbiseyi dikerse, onun sandıklar dolusu altınla ödüllendirileceği, beğenilmez ise kellesinin gideceğidir.
İlanı duyan terziler saraya koşar, ama çoğu bu cesaretinin bedelini kellesi ile öder. Fakat uyanık bir terzi saraya giderek krala bu işe talip olduğunu söyler. Nihayetinde işi alan terzi, haftalar sonra, sadece akıllıların görebildiği ama aptalların göremediği elbiseyi getirir. Doğal olarak, kral ve adamları, aptal konumuna düşmemek için “ortada elbise falan görünmüyor” diyemezler. Kral ilk törende, halkının huzuruna, bu sadece akıllıların görebildiği elbiseyle çıkar. Tabii kralın dalkavukları bu arada elbisenin özelliklerini halka anlatmışlardır. Aynı şekilde halk da aptal durumuna düşmemek için kralı alkışlar ve tezahuratlarla karşılarlar. Ama gel gör ki, bu tür entrikalara aklı ermeyen ufak bir çocuk, gördüğü manzara karşısında kendini tutamaz ve “anneee bak, kral çıplak” diye bağırır. Olayın büyüsü bozulur ve halk, kral çıplaaak diye bağırmaya başlar… vs.