görsel

Binlerce yıl boyunca, kadınlara, Tarih’te bir straponten koltuğu verildi. Yüzyıllarca, yazınsal veya sanatsal yaratıcılık, felsefi düşünce, bilimler ya da siyasal eylem gibi birbirlerinden çok değişik alanlarda, Hawa’dan Saba Melikesi’ne, Brunehaut’dan Jeanne d’Arc’a, Christine de Pisan’dan Colette’e, pek az kadın ünün doruklarına tırmanabildi. Yeryüzündeki kadın sayısı erkek sayısına hemen hemen eşittir, zaman zaman da biraz üzerinde olmuştur. Buna karşılık şan ve şöhreti hemen her zaman erkekler tekellerine almışlardır. İnsan adlı kitabında Jean Rostand şunları yazar: “Ne dişi saf dişi, ne de erkek saf erkektir; sadece dişi biraz daha fazla dişi, erkek de biraz daha fazla erkektir.” Ne var ki kadın olmak, hakların kısıtlanmasının ve özgürlüklerin ayaklar altına alınmasının nedeni oldu.