görsel

Romain Gary'den gecenin kör karanlığında arşınlanan sokaklara geri dönenlere, kaçınılmaz bir ölüm karşısında yitip gitmemekte direnenlere, alayın ve ironinin iktidarına göz kırpanlara, ama en çok da artık orada olmayan, bir başka surette yeniden karşılaşılacağına inanılan sevgiliyi bekleyenlere bir vasiyet, bir elveda, parıltılı bir aldatmaca: Kadının Işığı...

Çiseleyen yağmur altında bir taksinin kapısı aralanır, dalgın adamla kederli kadının bedenleri, göz kırpışları, kederleri çarpışır. Peşpeşe yuvarlanan kadehlerle diller sürçmeye, bellek asla uğramaması gereken dehlizlere sızmaya başladığında mutsuzluk sarhoşu bu iki yabancı için ölümü, hüznü ve vedayı birbirlerinin kollarında duyumsama vakti gelip çatmış demektir. Ölümden ölesiye korkan faniler tarihin en görkemli oyununu, yaşamın ta kendisini oynamaya başlar. Tek bir gecede yitirilenler ve yakıp kavuran özlem, ölümün üzerinde yükselerek dolar başkalarının boşalttığı yerlere.