görsel

Onca yıl gözü batmamaya, sıradan biri olmaya, bilerek isteyerek arka planlarda kalmaya ve ayrıca bilinen zorlu nedenlerle gölgede yaşamaya özel bir özen gösterdikten sonra, bu tutum ve yönelim senin için bir yaşam biçimi haline geldikten sonra bir görevin gereği olarak da olsa yüreğini ve beynini, deyim yerinde olursa, bir açımlama (teşrih) küvetinde sunmayı ve bunu dostun da düşmanın da, yani layık olanın da olmayanın da gözleri önünde yapmayı göze almak ne kadar güç geliyor şimdi başlarken...

Yaşadığım dönemin devrimci tarihini aydınlatmak, Türkiye'nin devrimci hareketinin tarihini belgelemek gibi iddialı bir amacım yok. Yaşadığım 65 yıl içinde gerek Türkiye'de gerekse dünyada pek çok olaylar oldu ve değişiklikler gerçekleşti. Bunlar benim yaşamımı da etkilediler elbette. Kimileri çok derin izler bıraktı bende. Dolayısıyla okuyucuya ilginç gelebilir. Her insanın yaşamı, insan olmakla, kulak kabartılmaya değer diyorum. Yeter ki yüreğini koyarak bunu sunmayı bilsin. Türkiye'nin marksist devrimci hareketini bir ucundan gücü yettiğince tutmuş dürüst bir insanın, bir insan olarak ve özellikle de Türkiye'li bir kadın olarak yaşamını, kişiliğini oluşturan ögeleri de dikkate alarak, yalın bir biçimde anlatmağa çalıştım. Evet, okuyucu ile birlikte, 'Boşuna mı çiğnedik bu dünyayı?' sorusuna yanıt bulmaya çalışmak istedim işte. Umarım çabamız boşa gitmeyecektir.