Uyku Nedir
İnsanlar ve diğer tüm memelilerde, kuşlarda ve balıklar günlük işlevlerini yerine getirebilmek için uykuya ihtiyaç duyarlar. İnsan hayatının üçte biri bu doğal dinlenme biçimi ile geçer. Günün 24 saatlik döngüsü içinde doğal olarak yerini alan uyku sürecinde vücut dinlenir ve hafıza yeniden yapılandırılır. Uyku uyumak psikolojik olarak yenilenmek için de gereklidir. Bu süreç boyunca uyanık kaldığımız sürelerde yaşadığımız düşünce karmaşasından arınırız, sinir sistemimiz dinlenir ve bağışıklı sistemi de tamir işiyle uğraşır Gündelik hayatta karşılaştığımız olaylar, faaliyetler ve sorunların üstesinden gelmemiz için vücudumuz ve zihnimizin sağlıklı olması gerekir. Bunu sağlamak için de uyumak zorundayız.

Uyuyan bir kişide gözlenen durumlar kişinin çoğunlukla yatar durumda ve gözleri kapalı halde olması, daha yavaş ve ritmik bir şekilde nefes alması, adalelerinin tamamen gevşemiş olması ve çok yüksek bir ses söz konusu olmadıkça hiçbir şey duymamasıdır. Uyku süreci sırasında kişinin kalp atışları da yavaşlar ve rüya görme olayı yaşanır. Rüyalar her zaman uykunun en ilginç deneyimlerinden biri olarak kabul edilmiştir ve gördüğü düşü unutmayan birçok insan uyandıktan sonra rüyasına bir anlam verebilmek ihtiyacıyla rüya tabiri yaptırmak ihtiyacını duyar. Uyumakta olan bir insan çevresinde olup biten şeylerin çoğuna karşı ilgisizdir; fakat yeterli bir dış müdahale durumunda uyanabilecek olması ile koma halindeki bir insandan ayrılır.

Uyku Dönemleri
Uyuyan biri gözlendiğinde uykunun çok da durağan bir olay olmadığı görülür. Uyku uyumaya başlayan kişi önce biraz tedirgin haldedir, ayaklarını oynattığı ve bazen yerinden zıpladığı görülebilir, hafif bir ses veya uyarı durumunda hemen gözlerini açar. Daha sonra daha derin bir uykuya geçer ve dış uyaranlara gösterdiği duyarlılık azalır. Dikkatli bakılırsa kapalı olan göz kapaklarının altındaki göz kürelerinin hareket ettiği fark edilir. Uykudaki bu değişiklikler beynin elektriksel faaliyetlerinin izlendiği beyin elektrosunda standart bir yapı gösterir. Bu yapıya uyku döngüsü adı verilmiştir. Erişkin bir insan gece süresince 4 ile 6 arasında değişen uyku döngüleri tamamlar ve her döngü kendi içinde 2 dönem içerir.

REM uykusu döneminde vücut hareketsizdir ve kapalı haldeki göz kapaklarının altında hızlı göz hareketleri gerçekleşir. Rüya görme olaylarının büyük bir kısmının gerçekleştiği bu dönemde beyine giden kan miktarı artarken nabız ve kan basıncında iniş-çıkışlar gözlenir. Kişinin uykuya dalmasından 30-40 dakika kadar sonra gerçekleşen REM dönemi 10-15 dakika boyunca sürer ve beyin tekrar NREM dönemine geçer. 80-100 dakikada bir tekrarlanan Rem dönemine bir uyku boyunca 6-7 kere girilip çıkılır. Bu dönem çocuklarda daha da uzundur.

NREM dönemi ise uyku sırasında göz hareketlerinin görülmediği, buna karşılık az da olsa vücut hareketlerinin var olduğu dönemdir. Kalp ve tansiyonun düştüğü, beyne giden kan akımının azaldığı ve solunumun yavaşladığı bu dönem 1- 1.5 saat kadar sürer ve 4 evreye ayrılır: Toplam uyku süresinin yüzde 5’ini oluşturan birinci evre uykuya giriş evresidir. Bu sırada beyin fonksiyonları yüzde 50 daha az ve uyku da yüzeyseldir. Hafif uyku dönemi olarak bilinen ikinci evrede de uyku yüzeyseldir. Bu sırada beyin derin uykuya hazırlık yapar. Kalp atışı azalmış halde ve vücut ısısı da düşüktür. NREM döneminin üçüncü ve dördüncü evreleri ise derin uyku dönemidir.

Uyku süresi
Uyku konusu ile ilgili bilinmeyen çok şey olmakla beraber bedenin onarılıp hafızanın yapılandırılması, psikolojik olarak dinlenmek ve çeşitli madde ve hormonların sentezinin yapılmasının uykunun belli dönemlerinde gerçekleştiği bilinmektedir. Uyku süresi insanların yaşı, cinsiyeti ve ağırlığı gibi etkenlere bağlı olarak değişmektedir. Çocuklar yetişkinlerden daha fazla uyurlar. Yeni doğan bebekler günün ortalama 16 saatini uyumakla geçirirken ilköğretim çağına gelmiş bir çocuk 9-10 saat uyur. Yeterli ve düzenli uyku bir çocuğun büyümesi ve zihinsel gelişimi açısından büyük önem taşır.

Kişilerin uyku süreleri yaş, cinsiyet, ağırlık gibi etkenlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. 12 saat boyunca uyuyan insanlar da vardır, 4 saat uyuyanlar da. Fakat bir ortalama vermek gerekirse birçok erişkin 6 ila 8 saat arasında uyumaktadır. İnsanların çoğu 16-17 yaşlarında iken 45 yaş civarına kadar devam edecek olan uyku döngülerini edinirler. Orta yaşlardan itibaren uyku süresi azalmaya ve uykunun karakteri de değişmeye başlar. Hayatın bu döneminde kişilerin yüzeysel uyku dönemleri daha uzundur, rüya ile ilişkili evrelerde ise daha az uyurlar. Gençlerde ise durum tam tersidir. Kişinin gerek duyduğu uyku süresinin hesaplanması şu şekilde yapılmaktadır: İnsanın, uyanık olduğu her 2 saat için 1 saat uyumaya gereksinimi vardır. 16 saatlik bir günün sonunda genç bir insanın uyuması gereken süre 8 saattir. Yaş ilerledikçe durum değişir; kişi, uyanık kaldığı her 2 saat için 45 dakika uyumaya ihtiyaç duyar. Yani yaşlı bir insanın 16 saatlik günden sonraki uyku ihtiyacı 6 saattir.

Uyku için yeterli zaman ayrılmadığında uyku yoksunluğu durumu oluşur. Uykusuzluk gün içerisinde uykulu olmaya, düşünme ve öğrenme süreçlerinde yavaşlamaya, karar verme sürecinde sorunlar yaşanmasına neden olur. Uykusuzluğun yaşlı kişileri gençlere göre daha çok etkilediği ve cinsiyetin de uykusuzluğun etkisinde değişiklik yaratabilen bir faktör olduğu tespit edilmiştir. Uykusuzluktan sonra kadınlar erkeklere göre daha çabuk kendilerine gelirler.

Uyku Bozuklukları
3 ana formda ortaya çıkan uyku bozukluklarının birincisi uykusuzluktur ve son derecede yaygın olarak yaşanan bu durum insan sağlığını da, yaşam kalitesini de olumsuz etkiler. Bilimsel yöntemlerle değerlendirme yapılıp tanı konulduğunda uykusuzluk sorununun tedavi edilmesi mümkündür. Gündüz uyuklaması olarak bilinen uyku bozukluğu ise başta uyku apnesi ve narkolepsi gelmek üzere değişik uyku bozukluklarından kaynaklanır. Bu sorun değişik hastalıklara ve iş yaşamında bazı sorunlarla kazalara neden olabilmekte ve araştırmalara göre trafik kazalarının bir bölümüne de yol açmaktadır. Uyku bozuklukları sıralamasında üçüncü sırada yer alan problemse, uyku sırasındaki bilinçsiz hareketlerdir. Çocuklarda ve ergenlerde sıklıkla görülen bu durum uykuda yürüme, uyku esnasında diş gıcırdatma, konuşma, kabus görme gibi sorunları içerir. Dikkatli bir tedavi planlaması ile ele alınması gereken bu tabloların orta ve ileri yaşlarda görülmesinin bazı hastalıklarla ilişkili olduğu anlaşılmıştır.

İyi Bir Uyku İçin Öneriler
Sağlıklı uyku için belli bazı şartların sağlanması gerekir. Uyku saatlerinin düzenli olması, uyumaya birkaç saat kaldığında kafeinli içecekler içmekten kaçınmak ve yatmadan en az 2 saat önce yeme ve içmeye son vermek gerekir. Yatmadan önce yemek yiyen bir kişinin bütün kanı midesine toplanır ve vücudu normal şekilde çalışmaya devam eder. Buda kişinin sürekli olarak NREM uykusu aşamasında kalmasını ve ağır uyku; yani Rem uykusu haline geçememesini getirir. Bunun sonucu da kişinin sabah kalktığında kendini hiç uyumamış gibi yorgun hissedecek olmasıdır. Düzenli egzersiz yapmak da iyi bir uyku uyumayı mümkün kılan yollar arasındadır. Gündüz saatlerinde uyumak tavsiye edilmez. Ses, ısı ve ışık yönünden korunmuş bir yatak odasında uyumak, üşütmeyecek ve terletmeyecek yatak kıyafetleri seçmek gerekir.

Uyumak için kendini zorlamak çoğunlukla uykunun daha da kaçmasına sebep olur. Böyle bir durumda rahatlatıcı kitaplar okumak veya dinlendirici bir müzik dinlemek daha doğru olacaktır. Uyku öncesinde ılık bir duş almak da güzel bir uyku uyumak için işe yarar. Zihinsel açıdan sakin ve rahat bir durumda olmak önemlidir. Ayakların sıcak tutulması uykunun gelmesini sağlayabilir.