görsel


Gottfried Wilhelm Leibniz - Theodicee

Ya da Tanrının Haklı Kılınması

Tanrının iyiliği, İnsanın özgürlüğü, Kötülüğün kaynağı üzerine denemeler

Tanrı varsa kötülük nereden geliyor, yoksa iyilik nereden geliyor?

Kötülüğü tanrısal kayraya karşı bir kanıt olarak gösterenleri çürütmek üzere yazılan Theodicee'de Leibniz dünyamızın olanaklı dünyaların en iyisi olduğunu ileri sürer. Ayrıca Theodicee, Leibniz felsefesinin bütün yönlerini barındıran biricik yapıttır. İnanç ile usun doğruluk bakımından sorgulanması, insan özgürlüğünün tartışılması, tanrısal adaletin irdelenmesi, çağın önde gelen felsefe sorunlarıyla, filozoflarıyla hesaplaşmalar, monadlar öğretisi, önceden kurulmuş uyum düşüncesi bu yapıtın içerdiği konulardan bazıları.
hekimliğin sindirim organları hastalıklarıyla uğraşan dalı.

hastanelerde, sindirim organları hastalıklarının tanılandığı ve sağaltımlarının yapıldığı bölüm.
Çevgen ya da Çöğen, tarihi milattan öncesine dayanan, Orta Asya ve AzerbaycanTürkleri tarafından at üzerinde oynanan bir oyundur. 2013-cü yılda UNESCO tarafından Azerbaycanın medeni irsi listesine salındı.
görsel


Bir Dahiden Alıntılar

"Bilmeden nasıl yaşayabiliyorsun? diye soranlar çıkar arada. Ne demek istediklerini hiç anlamamışımdır. Ben her zaman bilmeden yaşarım. Orası kolay. Benim asıl bilmek istediğim, nasıl bilir hale geldiğimiz."

Bilime ve bilmeye dair muazzam bir tutku ve bu tutkuyu elle tutulabilir hale getiren bir anlatma becerisi: Nobel Fizik Ödülü sahibi Richard Feynmanı benzersiz yapan buydu. Bünyesini sarmış merakın, dinleyen herkese bulaşmasını sağlayan bir ifade yeteneği.

Güzel Dediniz Bay Feynman, 20. yüzyılın en önemli şahsiyetlerinden birinin sadece bilime dair değil, sanattan çocukluğa, doğadan hayal gücüne, dinden politikaya pek çok alandaki zekâ ve mizah yüklü sözlerini bir araya topluyor. Kızı Michelle Feynman tarafından derlenen ve giriş yazılarını ünlü fizikçi Brian Cox ile çellist Yo-Yo Man’ın kaleme aldığı bu kitap, bir dâhinin dünyaya benzersiz bakış biçimini ortaya koyan küçük bir hazine sandığı.

"Dünya, titreşen şeylerin oluşturduğu dinamik bir keşmekeştir."

"Bilimin değeri halen şarkılara konu edilmemiş olduğundan, şu anda bu konuyla ilgili bir şarkı ya da şiir değil, bir akşam dersiyle yetinmek durumundasınız. Henüz bilimsel bir çağda yaşamıyoruz."

"Karım ve ben deli olduğumu düşünüyoruz."

"Ne de olsa bir şey bilmeyerek doğdum. Bu durumu biraz şurasından, biraz burasından değiştirmek için de çok az zamanım oldu."

"Birinci ilke, kendinizi kandırmamanız gerektiğidir - ve en kolay kandırabileceğiniz kişi de yine kendinizsinizdir."
(iplik, halat, tel gibi şeyler) gerginliğe dayanamayınca herhangi bir yerinden ikiye bölünmek.

(dal, yaprak, kol, bacak vb.) gövdeden ya da yerinden ayrılmak.
(et, sebze, hamur, mantar vb.yi) köz üzerinde tutarak ya da köze koyarak pişirmek.
Sözlüklerinize neden kaba ve saldırgan bir dil ekliyorsunuz?
Oxford Sözlüklerindeki amacımız, dil ve nasıl kullanıldığı hakkında araştırma yapmak ve bilgi sağlamaktır. Oxford'un sözlükleri kuralcı olmaktan ziyade tanımlayıcıdır: editörlerimiz Oxford English Corpus gibi geniş dil veritabanlarını analiz ederek kelimelerin nasıl kullanıldığını araştırır ve kelimelerin nasıl kullanıldığından ziyade mümkün olduğunca açık ve doğru bir şekilde özetlemek için girişler hazırlar bunların kullanılması gerektiğini düşünebiliriz. Her öğeye editoryal yaklaşım aynıdır: her kelimenin kökenini iyice araştırmak, anlamını doğru bir şekilde tanımlamak ve kullanımını kesin olarak tanımlamak.

Genel yetişkin düzeyindeki sözlüklerimiz standart, biçimsel ve teknik kelimeleri olduğu kadar gayri resmi ve saldırgan terim ve anlamları da kapsamaktadır. Bunlar kasıtlı olarak dışlanmazlar çünkü diğer kelimeler kadar dilin bir parçasıdırlar. Politikamız, Oxford English Corpus ve diğer veritabanlarında yansıtıldığı gibi, kullanım para birimi bazında gayri resmi veya rahatsız edici kelimeleri dahil etmek, ancak her zaman 'aşağılayıcı' veya 'gibi etiketleri kullanarak kullanıcıyı açıkça ve uygun bir şekilde işaretleyerek uyarmaktır. vulgar 've ayrıca belirli kullanım notları ile. Bir kullanıcı bunları kullanarak herhangi bir suç işlemeyebilse bile, saldırıya neden olması muhtemel kelimeleri veya anlamları 'saldırgan' olarak işaretleriz. Sözlük metinlerimizi sürekli olarak yeniden değerlendiriyor ve geliştiriyoruz ve bu, bu etiketlerin uygulanma şeklinin sürekli değerlendirilmesini de içeriyor. Sözlüklerinize neden kaba ve saldırgan bir dil ekliyorsunuz?
Oxford Sözlüklerindeki amacımız, dil ve nasıl kullanıldığı hakkında araştırma yapmak ve bilgi sağlamaktır. Oxford'un sözlükleri kuralcı olmaktan ziyade tanımlayıcıdır: editörlerimiz Oxford English Corpus gibi geniş dil veritabanlarını analiz ederek kelimelerin nasıl kullanıldığını araştırır ve kelimelerin nasıl kullanıldığından ziyade mümkün olduğunca açık ve doğru bir şekilde özetlemek için girişler hazırlar bunların kullanılması gerektiğini düşünebiliriz. Her öğeye editoryal yaklaşım aynıdır: her kelimenin kökenini iyice araştırmak, anlamını doğru bir şekilde tanımlamak ve kullanımını kesin olarak tanımlamak.

Genel yetişkin düzeyindeki sözlüklerimiz standart, biçimsel ve teknik kelimeleri olduğu kadar gayri resmi ve saldırgan terim ve anlamları da kapsamaktadır. Bunlar kasıtlı olarak dışlanmazlar çünkü diğer kelimeler kadar dilin bir parçasıdırlar. Politikamız, Oxford English Corpus ve diğer veritabanlarında yansıtıldığı gibi, kullanım para birimi bazında gayri resmi veya rahatsız edici kelimeleri dahil etmek, ancak her zaman 'aşağılayıcı' veya 'gibi etiketleri kullanarak kullanıcıyı açıkça ve uygun bir şekilde işaretleyerek uyarmaktır. vulgar 've ayrıca belirli kullanım notları ile. Bir kullanıcı bunları kullanarak herhangi bir suç işlemeyebilse bile, saldırıya neden olması muhtemel kelimeleri veya anlamları 'saldırgan' olarak işaretleriz. Sözlük metinlerimizi sürekli olarak yeniden değerlendiriyor ve geliştiriyoruz ve bu, bu etiketlerin uygulanma şeklinin sürekli değerlendirilmesini de içeriyor.
Sözlüklerinize neden kaba ve saldırgan bir dil ekliyorsunuz?
Mayalı hamurdan yapılan, içerisine ya da üzerine zeytin ve çeşitli garnitürler koyulan İtalyan pidesine verilen addır. En önemli özelliği hamuru pişirmek için şekillendirdikten sonra üzerine bol zeytinyağı, ve iri taneli tuz serpmek ve öyle pişirmektir.
Susuzluk’ denilince hepimizin aklına ilk olarak Afrika kıtası ve hemen Afrika’da kuyu açtırmak geliyor. Başta kuraklık olmak üzere maddi imkansızlık ve terör nedeniyle milyonlarca Afrikalı insan güvenli ve temiz olmayan suları içmek zorunda kalıyor. Yetersiz beslenmeye kirli ve kötü şartlarda edinilen suların da tüketilmesi eklenince başta çocuklar olmak üzere her gün yüzlerce insan susuzluk ve kirli sulardan ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Afrika’da ‘su’ nedeniyle yaşanan insanlık dramının minimize edilmesi için harekete geçen İnsana Değer Veren Sitemiz Betasozluk Sitemiz Su Kuyusu İcin Destek Olmak İstiyor Sitemizi Ziyaret Ederek Destek Olabilirsin görsel
Yıldırım Bayezid tarafından bankacılığın ve borsacılığın çekirdeğini oluşturan bu yapı,. Şimdilerde kuyumcular çarşısı olarak görev yapmakta.
görsel
Şevket Çoruh kimdir nereli kaç yaşında?
30 Haziran 1973 yılında terzi bir anne ile şoför bir babanın tek çocuğu olarak dünyaya gelen Şevket Çoruh İstanbul Maltepe'de gençlik yıllarını geçirdi. Eğitim hayatı zor geçen Çoruh genel anlamda çok çalışkan bir öğrenci değildi. Oyuncu liseyi bitirdikten sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde tiyatro eğitimi aldı.

Müjdat Gezen'in "En iyi öğrencim" dediği Çoruh, oynadığı oyunlardaki performansı ile ön plana çıkmayı hep bildi. Çoruh'un Türk halkı tarafından tanınması oynadığı bir reklam filminde canlandırdığı kokoreççi tiplemesiyle oldu. Çoruh 1995 yılında yer aldığı ”Çiçek Taksi” dizisi ile tanınırlığını arttırırken birçok film projesinde yer aldı. Usta isim asıl patlamasını 2006 yılında halen oynadığı dizi olan Arka Sokaklar ile yaptı. Dizide Mesut Komiser'e can veren usta oyuncu ayrıca Çakallarla Dans sinema filminde oynadığı "Kayınço Gökhan" tiplemesi ile büyük beğeni topladı.

Şevket Çoruh Kanal D ekranlarında yayınlanan Arka Sokaklar dizisinde Mesut Komiser karakterini canlandırıyor.
26 Temmuz 1979’da İzmir’de doğan Engin Altan Düzyatan, 1996 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ne girdi. 2001 yılında mezun olduktan sonra İstanbul’a oyunculuk için geldiği yıllarda Kenter ve DOT Tiyatrosu’nda görev almış, ayrıca Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda bir oyun yönetmiştir. Hazal Kaya ve Naz Elmas ile birlikte Beymen Club’ın 2010 koleksiyonu çekimlerinde yer almıştır.İlk televizyon deneyimini 2001’de Yeditepe İstanbul dizisiyle kazanan Düzyatan, daha sonra Koçum Benim (2002), Kampüsistan (2003), Mühürlü Güller (2003), Hürrem Sultan (2003), Azize (2004), Sil Baştan (2004), Kızlar Yurdu (2006), Sevgili Dünürüm (2007), Cesaretin Var Mı Aşka? (2008), Dantel (2008), Bir Bulut Olsam (2009), Kapalıçarşı (2010), Son (2012), Yol Ayrımı (2013), Cinayet (2014), Çırağan Baskını (2014) gibi TV dizilerinde rol aldı.TV dizilerinin yanı sıra sinema dünyasında da aranan oyunculardan biri olan sanatçının ilk sinema deneyimi 2004 yapımı Kalbin Zamanı adlı filmle olmuştur. Bu filmden sonra Beyza’nın Kadınları (2005), Cennet (2008), Romantik Komedi (2010), New York’ta 5 Minare (2010), Bir Avuç Deniz (2011), Anadolu Kartalları (2011), Bu Son Olsun (2012), Romantik Komedi 2 (2013), Bu İşte Bir Yalnızlık Var (2013) gibi birçok sinema filminde de yer aldı. Üretken bir oyuncu olan Düzyatan ayrıca, 1 Milyon Canlı Para isimli yarışma programının sunuculuğunu yapmıştır.Bugüne kadar yer aldığı tiyatro oyunları ise, Anna Karenina (2006), Kürklü Merkür (2007-2008) ve Dar Ayakkabı İle Yaşamak (2012) adlı oyunlardır.Ünlü oyuncu, 2012 yılında Los Angeles Movie Awards’da Bir Avuç Deniz filmindeki performansı ile “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazanmıştır. Halen TRT 1’de yayınlanmakta olan Diriliş: Ertuğrul Gazi adlı dizide başrol oyuncusu olarak yer almaktadır.Engin Altan Düzyatan, 2014 yılında Neslişah Alkoçlar ile evlendi.Filmler
Bu İşte Bir Yalnızlık Var (2013)
Romantik Komedi 2 (2013)
Bu Son Olsun (2012)
Anadolu Kartalları (2011)
Bir Avuç Deniz (2011)
Romantik Komedi (2010)
New York’ta Beş Minare (2010)
Mezuniyet (2008)
Cennet (2008)
Cin Geçidi (2008)
Beyza’nın Kadınları (2005)
Kalbin Zamanı (2005)Televizyon Dizileri
Diriliş:Ertuğrul – (Ertuğrul Gazi) – (2014)
Çırağan Baskını (2014)
Cinayet (2014)
Yol Ayrımı (2012-2013)
Son (2012)
Şen Yuva (2010) Konuk oyuncu
Kapalıçarşı (2010)
Bir Bulut Olsam (2009)
Cesaretin Var Mı Aşka? (2008)
Dantel (2008)
Sevgili Dünürüm (2007)
Affedilmeyen (2007)
Kızlar Yurdu (2006)
Sıla (2006)
Acı Hayat (2005)
Kadın Her Zaman Haklıdır (2005)
Belalı Baldız (2005)
Sil Baştan (2004)
Alacakaranlık (2003)
Mühürlü Güller (2003)
Hürrem Sultan (2003)
En Son Babalar Duyar (2002)
Koçum Benim (2002)
görsel


Dillerin nasıl doğduğu ya da ortadan kaybolduğu meselesi, o dilleri konuşan insanların yaşadıklarıyla yakından ilişkilidir. Başka bir deyişle, dilleri tarihsel koşullar belirler. Öte yandan tarihsel olaylar da insanların konuştuğu dillerin yarattığı koşullara bağlıdır. Dolayısıyla tarih dillerden etkilenir, dillerse tarihin parçasıdır. Tore Janson, hem tarihsel dönemeçlere hem de coğrafi farklara atıfta bulunarak dillerin tarihteki rolünü ortaya koyuyor.
Dillerin Tarihi dilbilim ile tarih disiplinleri arasında köprü kuran bir eser. Dünyanın kimi büyük dil bölgelerinin yanı sıra, dillerin tarihle ilişkisini gösteren ve daha az bilinen pek çok örnek de sunuyor.
Tarih, antropoloji, siyaset bilimi, dilbilim ve yabancı dil öğrencilerinin ve bu konulara ilgili genel okurun faydalanabileceği Dillerin Tarihi, diller ile toplumlar arasındaki ilişkilere dair bir perspektif sunarken, şimdiki zaman ile geleceği değerlendirme konusunda da önemli ipuçları veriyor.
resmi adıyla Bhutan Krallığı, Güney Asya'da denize kıyısı olmayan bir ülkedir.
Doğu Himalayalarda bulunan ülkenin batısında ve güneyinde Hindistan, kuzeyinde ise Çin'in Tibet bölgesi yer alır. Çok yakın olmalarına rağmen Bangladeş ve Nepal'le sınırdaş değildir.
görsel

Stéphane Hessel 94 yaşının baharını süren genç yürekli bir bilge. Aynı zamanda pilot, diplomat, arabulucu, danışman, eğitimci, filozof ve sosyalist olan Hessel İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız Direniş Hareketi'ne katılmış, nazizme karşı mücadele etmiş, faşistler tarafından işkenceye uğramış, toplama kamplarında asılmanın eşiğinden dönmüş, savaşın sonlanmasıyla Birleşmiş Milletler bünyesinde İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin yazılması çalışmalarına katılmış, Cezayir'in bağımsızlığını savunmuş, diplomatik pasaporta sahip bir arabulucu olarak Filistinlilere destek vermiş, Aydınlanma'nın değerlerini savunan bir yazar.
İnsanlık onuru için bir 21. yüzyıl manifestosu niteliğindeki kitapçığında Hessel, özellikle gençleri, uygar bireyleri, haksızlık ve sorunlara kayıtsız kalmayarak neo-liberal masallara kanmamaya, çevreye duyarlı olmaya, sosyal adaletsizliğe, tekelci sermayenin diktatörlüğüne karşı çıkarak, öfkelerini barışçıl yollarla dile getirmeye çağırıyor.