İkinci İtalya dönemi ardından 1507 baharında Nürnberg’e geri döndü. Dönemin önde gelen sanatçılarıyla dostça ilişkiler geliştiren Dürer, 1520’ye kadar Almanya’da kaldı. Artık tüm Avrupa’da bilinen ünlü bir sanatçıydı. Aynı zamanda daha kültürlü ve daha zengindi. 1509’da ilk kez kendi evine sahip oldu. Bu yıllarda yaratıcı gücünün zirvesindeydi. 1508’de “On Binlerin Şehit Olması” ve “Üçlemenin Tapınması” eserlerini ortaya koydu. Bakır gravür Dürer'in kendini ifade etmek için kullandığı en önemli teknikti ve onu hayatı boyunca kullanmaya devam etti.

1512 sonrası Dürer’in hayatına başka bir hami girdi, I. Maximilian. Son Şövalye olarak bilinen Roma İmparatoru I. Maximilian Nürnberg ziyaretinde Dürer'den hizmetine girmesini istedi. Dürer teklifi kabul ederek saray ressamı olarak çalışmaya başlar. Bu dönemde bakır gravürle yaptığı üç ünlü eseri ortaya koydu. Bunlar 1513’deki “Şövalye, Ölüm ve Şeytan” ile 1514 tarihli gravürleri “Melankoli I” ve “Aziz Hieronymus Çalışma Odasında” adlı yapıtlarıydı. Roma İmparatoru I. Maximilian ölümüne dek yaklaşık yedi sene onun hizmetinde çalıştı. İmparator’un ölümünden bir yıl önce onun portresini de yapmıştı.