Mahzuni Şerif özellikle 60'lı yıllarda yükselişe geçti. Ankara'da, Fikret Otyam,( Ünlü Resim ve Fotoğraf sanatçımız ) ve Feyzullah Çınar (, Nesimi Çimen, Aşık Daimi, Kul Ahmet gibi ozanlarla dostluğu ilerler. Özellile Fikret Otyam'la ilişkileri baba oğul gibidir. Mahzuni Şerif bu dönemde çok fazla dikkat çekmeye başlar. Tutuklanmalar ve soruşturmalar gelir ardından. Kısa aralıklarda hapisanede yatar.68'in devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edildiği dönemde başbakan olan Nihat Erim için yazıldığı iddia edilen "Erim erim eriyesin" türküsünü plağa okuması yüzünden tutuklanır hapse düşer. Türkü sözleri :


Köşkün sarayın yıkılsın
Erim erim eriyesin
Umudun suya dökülsün
erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin.

2001 yılının Kasım ayında, "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laikim. Ben değil, yedi sülalem Kızılbaş'tır. Bir suç varsa o da dedemdedir." dediği için, DGM (Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemeleri ) tarafından dava açılır. Duruşma 27 Aralık 2001 tarihinde DGM'de yapılır. Aşık Mahzuni’nin 453 plağı, 58 kasedi ve yayınlanmış 8 adet kitabı bulunuyor. Ayrıca TRT tarafından çekilmiş 2 adet belgeseli bulunmaktadır. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi. Sivas Dramı adlı türküsünü, 1993 yılında yaşanan Sivas Katliamı’nda (Ki, Türkiye Cumhuriyeti tarinin kara bir lekesi ve insanlık dramıdır bu olaylar ) yaşamını yitirenlere ithaf etmiştir. Ayrıca Doğum yeri Berçenek’e ithafen yazdığı Oy Bizim Eller ve Acı Doktor bestelerinin yanı sıra Dom Dom Kurşunu, Yedin Beni, Yuh Yuh, Fadimem, Gül Yüzlüm, Ciğerparem, Mevlam Gül Diyerek, Merdo, Dostum Dostum, Han Sarhoş Hancı Sarhoş, Çeşmi Siyahım, Yalan Dünya, Ağlasam mı?, Abur Cubur Adam, Katil Amerika ve bu mezarda bir garip var Ekmek Kölesi gibi eserler ozana aittir. Türküleri nerdeyse (Zeki Müren' de dahil ) tüm sanatçılar tarafından seslendirilmiştir. Halen de seslendirilmektedir. Aşık mahzuni Şerif içinen zor zamanlar , sorgulandığı, hapishanelere düştüğü zamanlar değildir aslında. Onun için en zor dönem 70 li yıllardı. O dönem gelen cezası bir ozana verilecek en ağır cezaydı. Sahneye ve yurt dışına çıkması yasaklanmıştı. Tam sekiz yıl sürdü bu hasret. 1972’de bir gün Mahzuni, sazını eline alıp Sivas’ın Sivrialan köyüne, Aşık Veysel’in ziyaretine gitmişti. Aşık Veysel’e, Mahzuni’nin geldiği haberi önden verildi; içeri girdiğinde ise, Aşık Veysel, onu ayağa kalkarak karşıladı.