Av tüfeklerinde namlu ile tetik ve dipçik grubunu birleştiren ve bu iki bölümün açılmasına olanak veren bağlantı parçası.
görsel


sık ve düzgün dokunmuş pamuklu bezdir. Uygulanan apre türüne göre yumuşak ya da diri tutumlu olabilir. Orijinali keten olan bu kumaş şimdi pamuk ya da karışımları veya yün ve karışımlarından yapılır.
metallere istenilen biçimi vermek için kullanılan, ergitilmiş metalin içine döküldüğü oyuk nesne.

bir şeye belirli bir biçim vermeye ya da bir şeyin biçimini korumaya yarayan araç.
şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra geri kalan, içinde belli oranda şeker bulunan, hayvan yemi, gübre vb.de kullanılan posa.
görsel


Mekanik, Işınım, Isı

Üç Ciltten oluşan, Feynman’ın 1961-64 yılları arasında, California Teknoloji Enstitüsünde (Caltech), bütün birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin aldıkları fizik derslerinin tarihsel bir kaydıdır.

Derslerin 1. cildi, 1961-62 akademik yılında California Teknoloji Enstitüsünde (Caltech) Prof. R.P. Feynman tarafından giriş fiziği dersi olarak verilmiş olan bir konferanslar dizisine dayanmaktadır; tüm Caltech birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin aldığı fizik dersinin ilk yılını kapsamaktadır; ikinci yılı kapsayan benzer bir dizi de 1962-63’te bunun peşinden gelmiştir. Kitap, alışıldık fiziğe giriş konularının dışında bir seyir izler. Kuantum fiziğine giriş niteliği de taşıyan bu kitap, Feynman’ın dehasını ve en zor konuları basite indirme becerisini yansıtmaktadır.
görsel



Şüphesiz asrın en ilginç ve aykırı kişilerinden biridir. Aleister Crowley. Kimi onu büyük bir üstat, majisyen ve mistik olarak kabul ederken, büyük bir çoğunluk tarafından da kara büyücü ve İsa karşıtı olarak nitelenmiştir.

İyi de şair, dağcı, maceracı, satranç ustası, ressam, majisyen, mistik, zındık, gizli örgüt başkanı, din kurucusu vs. olarak gözüken bu karmaşık kişi tam olarak kimdir?
Bu soruyu hava karardıktan hemen sonra bulduğunuz en yaşlı ağaca bakarak sorabilirsiniz ve büyük bir ihtimalle yanıtı alırsınız. Ama özellikle bu günlerde yeterince yaşlı bir ağaç bulmanın zorluklarını göz önünde bulundursak kitabın iç sayfalarında bir yolculuğa çıkmak daha kolay bir çözüm olabilir.
Yine de siz bilirsiniz...
görsel



Rousseau'nun yaşamının sonuna doğru kaleme aldığı Yalnızgezerin Düşleri aklından geçenleri yansıttığı on bölümden oluşuyor. Rousseau'nun Paris ve civarında yaptığı yürüyüşlere, bu esnada karşılaştığı insanlarla ilgili gözlemlerine, bitki âlemi ve tıp ile ilgili görüşlerine, eğitim ve çocuk yetiştirme konularına bakış açısına ve dönem aydınlarına yaklaşımına ışık tutar nitelikte olan eser, düşünürün hayatının bu son evresinde geldiği noktayı daha iyi kavramak açısından da büyük önem taşıyor. İnsan ruhunun yerküre üzerinde çektiği sıkıntılardan nasıl kurtulacağı yönünde de samimi düşüncelerin yansıtıldığı eser, Batı düşünce tarihinde kendine çoktan sağlam bir yer edinmiş, pek çok romantiğe de esin kaynağı olmuştur.
bir sorunu ele alış biçimi, bir kimsenin bir sorun karşısında aldığı durum, tutulan yol, davranış.

gereksiz, aşırı harcamalardan sakınma, harcamaları kısma.
FURKAN KIZILAY KİMDİR?
Furkan Kızılay 30 Kasım 1990 tarihinde İstanbul Şile’de hayata gözlerini açtı. Kendisi Türk dizi ve film oyuncusu aynı zamanda şarkıcıdır. Televizyon dünyasına dönemin en sevilen dizilerinden olan ‘Çocuklar Duymasın’ ile adım attı. Emre (havuç) karakterine can vererek ünlenmiştir. Dizi ve sinema filmlerinin yanı sıra reklamlarda da kendini göstermektedir. 2009 yılında bir albüm çıkarmış ve albümüne ‘Aşksın Sen’ adını vermiştir. 2010 yılında ise yeniden çekimlerine başlanan, çocukluk dizisinde rol almıştır.

Furkan Kızılay Kimdir?



FURKAN KIZILAY’IN TELEVİZYON HAYATI
Furkan Kızılay henüz 12 yaşında iken yani 2002 yılında Çocuklar Duymasın adlı televizyon dizisinde rol almaya başladı. Burada kendisine havuç lakabı takıldı ve neredeyse tüm Türkiye Kızılay’a yalnızca havuç dedi. Sempatik tavırları ve başarılı oyunculuğu ile kendisini sevdirmeyi başardı. 2005 yılına kadar Furkan Kızılay’ın televizyon hayatı bu dizide, aynı karakterde devam etti. 2007’de Emret Komutanım Şah Mat adlı sinema filminde rol aldı. Daha sonra 2009 yılında kendi albümünü çıkararak ‘Aşksın Sen’ adını verdi.

Sevilen dizi ‘Çocuklar Duymasın’ 2010 yılında yeniden başladı. Aynı sene Furkan Kızılay, ‘Her Şey Seninle’ adını verdiği yeni bir albüm çıkardı. Rol aldığı dizi 1 sene kadar ara verirken, Kızılay bu arayı da değerlendirerek ‘Karamel Kokun’ adında bir albüm daha çıkardı. Daha sonra yeniden Çocuklar Duymasın’da rol aldı ve 2014 yılına kadar devam etti. Aynı yıl ‘Ecem’ ve ‘Vura Vura’ adında iki albüm çıkardı. 2015 yılında Hannas, 2016 yılında ise Kolpaçino 3. Devre adındaki sinema filmlerinde rol aldı.

Son olarak Survivor 2017 yarışmasına katıldı.
Karadeniz kıyılarında ormanların tahrip edilmesi sonucu oluşan makiye benzer nemcil çalı topluluklarına verilen addır. Ormanların tahrip edildiği yerlerde oluşan çalı türleri gelişir. Akdeniz iklim bölgesinin dışında, bu iklimin hissedildiği nemli sahalarda maki türleri içine nemcil türler de karışır
29 Ekim 1923'te kurulan cumhuriyeti kutlamak üzere yasayla kabul edilmiş olan bayram, ulusal bayram.
görsel

İlk olarak 1910 yılında basılan Felsefe Yazıları, dünyanın en etkili düşünürlerinden biri olan Bertrand Russell'ın düşünce evriminin önemli bir dönemini yansıtan çalışmalarındandır. Yedi denemeden oluşan bu kitap, Russell'ın zekâsını ve ahlaki konular ile gerçekliğin doğası hakkındaki yorumlarını gözler önüne seriyor. Bu aydınlatıcı denemelerin günümüzde de ilk basıldığı yıllardaki kadar güncel olduğu oldukça açıktır.

"Bu denemeleri övmekten başka bir şey yapılamaz. Böylesine ilim irfan sahibi bir insanın felsefe arenasına inip eleştirdiği görüşleri böylesi bir açıklık ve her şeyin de ötesinde böylesi bir sempatiyle dile getirmesi gerçekten de çok nadir görülen bir durumdur."
görsel

Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız

Birine öfkelenme özgürlüğümüz yoksa onu sevmeyi seçemeyiz. Sevmeme özgürlüğümüz olmayan birini gerçekte(n) sevemeyiz.

Birine karşı hissettiğimiz duygu “ona karşı hissetmemiz gerekenler” diye önceden tarif edilmişse, onunla meselemiz bitmeyecek, hatta başlayamayacaktır bile.

Gerçek hayatta “Böyle hissetmem lazım!”, “Şöyle hissetmemem lazım!” diye bir şey yoktur çünkü. Hisler ne yöne gideceklerini gerekliliklere sormazlar. Hiçbir ‘gerçek’ ve olgun ilişki özünde nesnel değildir. Özneler ‘gerçek’ paylaşımlarını nesnellik üzerinden kurmazlar.

Kabullenme özgürlüğümüz olmayan her duygu dışarıya akamayan bir irin gibi bedenimizi ve ruhumuzu ele geçirir. İçimize hapsettiğimiz her duygu aynı zamanda içimizi hapseder.

Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız çünkü. Eksik olduğumuzu ararız, hem de eksik bırakandan ya da ona benzeyenden. Noksanımızı, bizi zaten noksan bırakandan dileniriz bir ömür boyu.

Oysa yapabileceğimiz yegâne şey alamadığımız ilgiyi, saygıyı, duygularımıza dair anlayışı, korumayı ve koşulsuz sevgiyi kendimize gösterebilmemizdir. İnsan ancak kendi kendinin ebeveyni olabildiğinde yetişkin, özgür ve mutlu olabilir.

Bunlar içinizde bir yerlere biraz tanıdık geliyorsa bu kitabı okumaya hazırsınız.
Levant olarak bilinen Doğu Akdeniz bölgesindeki Arap nüfus arasında yaygın olan geleneksel halk oyunu. Lübnan ve Filistin'in ulusal halk oyunudu olmasının yanında ayrıca Irak, Ürdün, Mısır, Türkiye ve Suriye'de de özellikle düğün ya da kutlamalarda oynanan yaygın bir halk oyunudur.
görsel

Rastlantı, yaşamın her alanında, dünyaya ve insanlara hiç hissettirmeden meydan okuyor sanki. Şans oyunları ya da kaderin oyunuyla birdenbire ortaya çıkan isteklerle, günden güne, rastlantının doğası sorgulanır oldu. Bu işin gizemi çözülemediğinden, bilim rastlantıyı ehlileştirmeyi denemekte. Ancak, istatistik bilimi ve olasılıklar bütün alanlarda rastlantıyı irdelemekten uzaktır; çünkü rastlantı, kaosun kuramları sayesinde son zamanlarda yeni bir görünüme büründü. Bu alt edilemez belirsizlik payı yalnızca araştırmacıların ilgisini çekmekle kalmadı, ressamlar ve müzikçiler rastlantıyı bir sanatsal yaratı aracı haline getirdiler. Çünkü rastlantı bilginin her alanında ortaya çıkıyor. Rastlantı bunların güncel sorunsalının önemli bir habercisidir. Bu onbeş söyleşilik dizide sosyologlar, dilbilimciler ve matematikçiler, biyolojistler, fizikçiler ve filozoflar bu kavramın zenginliğini belirtiyorlar ve rastlantıyı yeni görüntüleriyle ortaya çıkarıyorlar.
görsel

1971'de bir grup üniversite öğrencisi görünürde mahkûmiyet psikolojisinin araştırıldığı bir deneye gönüllü olarak katıldı. Rasgele seçilmiş öğrencilerden bir kısmına gardiyan, bir kısmına da tutuklu rolü verildi. Stanford Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nün bodrum katında oluşturulan yapay bir hapishanede rollerini oynamak üzere deneye dahil olan öğrenciler, deney başladıktan kısa süre sonra bambaşka bir gerçeklik algısıyla rollerini içselleştirdiler. Bundan sonra yaşananlar ise psikoloji tarihinde bir mihenk taşına dönüştü. Stanford Hapishane Deneyi olarak bilinen bu çalışmanın mimarı Prof. Philip Zimbardo, durumsal güçlere ve sosyal dinamiklere bağlı olarak insanların ansızın nasıl canavarlara dönüşebildiğini kanıtlamıştı.

Daha da önemlisi, Stanford Hapishane Deneyi'nin ortaya koyduğu bulgular insanlık suçlarının bazı dinamiklerini açıklamaya yardımcı oldu. Aynı şekilde bu deney, Ruanda'daki katliamlardan Irak savaşında ABD askerlerinin özellikle Ebu Gureyb Hapishanesi'ndeki insanlık dışı zulümlerine kadar tarihimizde kayıtlı ve ne yazık ki önlenemez bir şekilde devamı gelen insanlık suçlarını sosyal psikolojik yönden, yetkenin ve güç algısının insan tutum ve davranışlarına zararları açısından ele alınabilir bir analiz seviyesine taşıdı.
"İyi" insanlara kötülük yaptıran şey nedir? Philip Zimbardo Şeytan Etkisi ile okuru bir yolculuğa çıkartıyor ve bu sorunun cevabını okurla birlikte bulmaya çalışıyor.
Filmleri çekilen, belgesellere konu olan, esinlenilerek romanlar yazılan Stanford Hapishane Deneyi'ni ve genel anlamda "kötülüğün psikolojisini" ele alan Şeytan Etkisi'ni okurken insanların nasıl başkalaşım geçirdiklerine tanıklık edecek, sizin de aslında o insanlardan farklı olmadığınızı düşündükçe tedirgin olacaksınız.
görsel


Kafası karışmışlar için felsefede bir rehber arayanlar uyarılmalıdır. Felsefe bir yandan aydınlatırken bir yandan da yanlışa yönlendirebilir ve yanıltabilir. Descartes’ın dediği gibi, "En büyük ruhlar en büyük erdemler kadar en büyük erdemsizliklere de yeteneklidir."
Sıradışı Filozoflar felsefenin tehlikelerini araştırıyor ve felsefecilerin bazen kötü, bazen üzücü, arada bir büsbütün delice davranışlarının düşünceleri ile tamamen bağlantısız olmadığını gösteriyor. Rousseau, Schopenhauer, Nietzsche, Russell, Wittgenstein, Heidegger, Sartre ve Foucault... Kitapta yer alan bütün bu büyük felsefecilerin hayatları okura gösterecektir ki, akıl yaşamı zorunlulukla akıllıca bir yaşama götürmez. O halde, yaşamımızı nasıl sürmemiz gerektiği üzerine öğütlerini almadan önce, bu en büyük felsefecilerin kendi hayatlarını nasıl yaşadıklarına ve yaşamdaki seçimlerinin düşüncelerini nasıl doğruladığı ya da yalanladığına bakmak iyi olabilir.