1971'de iletişim teknolojisinin eğitimde kullanılmasına ve uzaktan öğretim ile buna ilişkin, yöntemlerin açıköğretim modeli şeklinde, Türk eğitim sisteminde yer almasına ilişkin olarak başlattığı çalışmalar ve 1973 yılında eğitimin yaygınlaştırılması amacıyla hazırladığı "Türkiye için Açıköğretim Modeli" projesi YÖK kanunu ve 41 sayılı kanun hükmündeki kararname ile Açıköğretim Fakültesi olarak ülke çapında ve Batı Avrupa'nın 6 ülkesi ile Kuzey Kıbrıs'taki Türkler için uygulamaya konuldu.

1982 yılında yükseköğretim kanunu ile üniversitelerin yeniden düzenlenmesini takiben, cumhurbaşkanı tarafından Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne getirilen Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, döneminin bitiminde 1987 yılında tekrar ikinci kez cumhurbaşkanı tarafından rektörlüğe atandı. Bu görevinin yanı sıra, "Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu" üyeliği ve kurulun 2 dönem başkanlığını yaptı daha sonra, 1993 yılında yüksek kurul yerine RTÜK kanununun çıkarılması ile görevinden ayrıldı.

Akademi Başkanlığı sırasında, öğrencilerin kültürel donanımları için kurduğu atölye, stüdyo ve klüplerde, heykel, grafik, resim, müzik, folklor, film ve fotoğraf çalışmalarına bizzat katılan ve yöneten Yılmaz Büyükerşen, Türkiye'nin ilk "Sinema ve Televizyon Okulu'nun kuruluşunu da Eskişehir'de gerçekleştirdi.

Akademi Başkanlığı sırasında başlattığı kültür ve sanat çalışmalarını rektör olunca "Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksek Okulu" (daha sonra fakülte), "İletişim Bilimleri Fakültesi", "Devlet Konservatuvarı" ve "Edebiyat Fakültesi" adı altında kurumlaştırdı.

Büyükerşen'in tasarısına ve tercihine göre şekillenen Anadolu Üniversitesi kampüsündeki tesislerde birisi büyük operalara elverişli olmak üzere, değişik büyüklükte 7 adet sahneli salon, 3 adet sergi galerisi bulunmaktadır.