görsel


(d. 2 Haziran 1986; Bandırma, Balıkesir), Türk katil zanlısı. 2013 ve 2016 yıllarında en az üç cinayetten sorumlu tutulmaktadır. Üç yıl boyunca kaçak olarak yaşamıştır ve 12 Haziran 2016'da İzmir'in Menderes ilçesinde yakalanmıştır.
İlk yılları ve eğitimi

Atalay Filiz, Türk Hava Kuvvetleri'nde çalışan bir babadan dünyaya geldi. Babası ordudan kurmay albay olarak emekli olduktan sonra Türk Hava Yolları'nda pilotluk yapmaya başlamıştır.

Eğitimini Galatasaray Lisesi'nde tamamlamıştır ve okulu 3. olarak bitirmiştir.Galatasaray Lisesi yıllığında arkadaşları Atalay'ın tuhaf ve normal olmayan hareketleri olduğunu yazmıştır. Cinayetleri işledikten sonra bir öğretmeni "Atalay çok akıllı bir çocuktu. Lisede okuduğu dönemde dahi tek başına çöle bıraksanız, bir yolunu bulup hayatta kalıp ve geri dönebilecek karakterde ve azimde bir çocuktu. Bu tür olaylara nasıl karıştı anlamakta zorlanıyorum." ifadesini kullanmıştır.Öğretmenleri tarafından "O kadar zeki ve yetenekli bir öğrenciydi ki onu ıssız bir ormana bıraksanız bile orada ağaç kabuğu, yiyerek hayata tutunabilindi" şeklinde tanımlanmıştır.
Filiz, ifadesinde 2005 yılında ÖSS'ye girdiğini ancak amacının sınavı kazanmak olmadığını, yurt dışında okumak istediğini, bu nedenle yapabileceği soruları kasıtlı olarak yanlış işaretlediğini söylemiştir. 2006 yılında Paris şehrinde bulunan Paris-Sud. 11 Nolu Üniversite'nin biyoloji bölümüne kayıt yaptırmıştır. Filiz, okulun yurdunda kaldığını, derslere gitmediğini, sınavlara girmediğini ve kredi yetersizliği nedeniyle okulu bitiremediğini söylemiştir. Okulu bitirmeden İstanbul'a dönmüş ve ailesine okulu bitirdiğine dair yalan söylemiştir. Ailesinin diplomasını sorması ve iş bulması konusunda baskı yapması üzerine, ODTÜ Biyoloji Bölümü'nde doktora yapacağı bahanesiyle Ankara'ya gelmiş bir ev kiralamış ve bir de otomobil satın almıştır.
Cinayetleri

Atalay Filiz, 19 Eylül 2013 tarihinde Fransa'da tanıştığı Hava Kuvvetleri Personel Başkanı Hasan Hüseyin Demirarslan'ın TÜBİTAK'ta çalışan fizik mühendisi oğlu Göktuğ Demirarslan'ı ve Rusya doğumlu Elena Radchikova'yı, 27 Mayıs 2016'da öğretmen Fatma Kayıkçı'yı öldürmekle suçlanmıştır.
Göktuğ Demirarslan ve Elena Radchikova Cinayeti
Atalay Filiz, Fransa'da, kız arkadaşı Olga Seregina tarafından okulun son senesinde Erasmus Programı ile Fransa'ya gelen Göktuğ Demirarslan ve Elena Radchikova ile tanıştırılmıştır. 2013 yılında Göktuğ Demirarslan ve Elena Radchikova Türkiye'ye döndükten sonra Atalay Filiz'in Ankara'da bu iki kişinin cinayetini işlediği öne sürülmüştür. Filiz, sorgu sırasında "Göktuğ ve Elena, Olga'nın kaybolmasından sürekli beni sorumlu tuttular." dedikleri için öldürdüğünü söylemiştir.
Demirarslan'ın yakın bir arkadaşı tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde, Atalay'ın Elena'ya ilgi duyduğunu ve Göktuğ'dan ayrılmasını sağlayarak Elena ile kendisinin sevgili olmak istediğini açıklamıştır. Atalay, Göktuğ'a Elena ile birlikte olduğu zamanlarda kendisinin de onlarla buluşmak istediğine dair e-postalar atmaya başlamıştır. Cevap gelmeyince küfür ve hakaret içerikli e-postalar göndermiştir. Atalay, Elena'ya Göktuğ Demirarslan'ın başka bir kızla 5 saniye boyunca öpüşürken çekilmiş bir videosunu göndermiş ve kendisini aldattığını, Göktuğ'dan ayrılması gerektiğini ifade etmiştir. Filiz daha sonra Ankara'nın Emek semtindeki bir ankesörlü telefondan Demirarslan'ı arayarak adına bir kargo bulunduğunu, Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünde kendisini bulamadıklarını, açık ev adresini vermesini istemiş ve adresi almıştır.
Demirarslan, 3 gün boyunca kargonun gelmemesi üzerine şüphelenerek, aynı numarayı aramış ve numaranın Emek'te bir ankesörlü telefona ait olduğunu öğrenmiştir. Atalay Filiz'in Göktuğ'un ev adresini aldıktan sonraki HTS kayıtları (telefon görüşmelerinin dökümü) incelendiğinde aylarca Göktuğ'un oturduğu mahalle ve çevresinde bulunduğuna dair sinyaller gelmiştir. Atalay, Göktuğ'un ev adresini aldıktan sonra belli aralıklarla gece yarısı Göktuğ'u gizli numaradan aramış ancak Göktuğ telefonları açmamıştır. Göktuğ ve arkadaşları bir gece yarısı yine gizli numaradan arandıklarında, Atalay'a ait eski model bir otomobilin apartmanın yanında beklemekte olduğunu görmüştür.
KAÇIŞ SÜRECİ VE YAKALANMASI

Filiz cinayetten sonra Kaynarca'ya, daha sonra da Gebze Otogarı'ndan Adapazarı'na gitmiş ve burada bir otelde sahte kimlikle bir gün kalmıştır. Daha sonra Buca'ya sonra da Gümüldür'e gitmiştir. Filiz, Gümüldür Özdere mevkiinde milli parkın içine girerek saklanmaya karar vermiştir. Burada karşılaştığı balıkçılara ailesiyle arasının bozulduğunu, bu nedenle tatile çıktığını anlatmıştır. Ormanlık alanda yaklaşık bir hafta kalmıştır. Ancak her yerini böceklerin sokması ve bir haftadır yıkanamaması sebebiyle Menderes'e giderek bir günlük ev tutarak dinlenmeye karar vermiştir. Menderes'e gitmek üzere minübüse bindiğinde bir kişinin kendisine bakarak telefonla konuşması üzerine şüphelenerek minübüsten inmiş ve ters yönde inen başka bir minübüse binmiştir. Daha sonra polisler minübüsü durdurarak kendisini yakalamıştır. Filiz'in üzerinden biri 17 cm diğeri 15 cm uzunluğunda iki av bıçağı, biber gazı, 4 sahte kimlik 3 sahte ehliyet, 14 kredi kartı, bir fransız vatandaşlık belgesi, 10.000 Türk Lirası ve 3500 euro çıkmıştır.Ayrıca kamp yerlerini ve parkları gösteren kitapçıklar, 8 tane saplı şeker ve porno oyuncularının isimlerinin yazılı olduğu bir liste çıkmıştır.

YARGI SÜRECİ

Atalay Filiz yakalandıktan sonra İstanbul'a getirilerek savcı tarafından sorgulanmıştır. Sorgulandıktan sonra tasarlayarak adam öldürme ve nitelikli yağma suçlarından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edilmiştir. Anadolu 8. Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim tarafından ifadesi alınmış, işlediği cinayetleri kabul etmiş ancak nitelikli yağma suçunu kabul etmemiştir. Fatma Kayıkçı'nın çantasında para olmadığını, olsa da almayacağını, aylık gelirinin 1800 lira olduğunu ve paraya ihtiyacı olmadığını açıklamıştır. Hakim sadece tasarlayarak adam öldürme suçundan tutuklanmasına, yeterli delil olmadığı içinse nitelikli yağma suçundan tutuklanmasına gerek olmadığına karar vermiştir. Tutuklandıktan sonra Silivri Cezaevi'ne gönderilmiştir.
CEZAEVİ

Filiz, İzmir'den İstanbul'a nakledilirken öldürülme korkusu taşıdığını, koğuşa değil tek kişilik hücreye konulmasını istemiş, bu talebi de olumlu karşılanmış ve Silivri Cezaevi'nde karantina koğuşuna konulmuştur. Sabah uyandıktan sonra okuması için kendisine kitap ve gazete verilmesini istemiştir.

Filiz, Ankara'da işlediği iki cinayet nedeniyle video konferans yöntemiyle Silivri Cezaevi'ndeki hücresinden Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmıştır. Filiz Ankara Barosu'nun kendisine atadığı avukatı reddederek İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat Vildan Yirmibeşoğlu kendisinin avukatlığını kabul etmezse ifade vermeyeceğini açıklamıştır. İfadesinin alınamaması üzerine hakim Yirmibeşoğlu'nu arayarak Filiz'in yanına gitmesi için ikna etmiştir. Filiz verdiği ifadesinde gazetelerden kendisine şifreli mesajlar geldiğini ve bu mesajlar doğrultusunda cinayetleri işlediğini ifade etmiştir. Daha sonra Adli Tıp'tan akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor alınmasına ve duruşmanın ertelenmesine karar verilmiştir. Filiz'in akıl sağlığının yerinde olmadığına karar verilmesi halinde herhangi bir ceza almaksızın serbest kalacaktır.

Atalay Filiz, işlediği cinayetlerden sonra Müge Anlı'nın programına konu olmuştur. Müge Anlı'nın programında Atalay Filiz'in odası gösterilmiştir. Bu sırada Filiz'in odasında kendi kedisinin tasmasını gören genç bir kız da programa telefonla bağlanmış ve Filiz'in kedisini yok ettiğini ifade etmiştir. Filiz'in apartmanında oturanların ve çay bahçesinde çalışanların ifadesi alındığı zaman, Filiz'in günde 3 liralık ciğer alarak 12 kediyi beslediğini daha sonra kedilerin hepsinin bir günde yok olduğu anlaşılmıştır.

Ayrıca twitter ve facebook gibi çok sayıda sosyal paylaşım sitesinde Filiz adına açılmış sahte hesaplar bulunmaktadır.

Filiz, Uykusuz adlı karikatür dergisinin 16 Haziran 2016 tarihli sayısına kapak olmuş ve mizahi bir dille bugüne kadar böyle sevgi görmediği anlatılmıştır.