«Dursun Akçam, toplumsalcı anlatımın önde gelen, özgün yazarlarındandır. Özgünlüğü, roman kurgusundan, tiplemesinden, uzam ve zaman kullanımından, betimlemelerinden ya da çözümlemelerinden, sorunsalı ele alış biçiminden kaynaklanmıyor. Dursun’un özgünlüğü, dilsel tutumundan kaynaklanıyor. Yazınımızın geleneksel anlatı dilini çağdaşlaştırıyor.» (Vecihi Timuroğlu).

“Akçam, sorunlara gerçekçi bir anlatımla parmak basar. Toplumun çok yönlü sorunlarını irdelemek, romanın soluk aldırır kalıplarına daha elverişlidir. Nitekim, yazdığı üç romanda da toplumsal çelişkileri vurgulamaya özen göstermiştir.”(Adnan Binyazar)

“Dursun Akçam’ın yurtdışındaki Türkler ve doğu uluslarından, örneğin Afganlarla, ilgili öyküleri gülmeceyle trajedi arasındaki bıçak sırtı çizgide oluşuyor. Yazarın bu tavrı, Türkiyeli öykülerinde de varolan bir anlatım biçimidir. Özellikle Ölü Ekmeği, yokluğun duygusallığı nasıl yok ettiğini başarıyla çizen, traji-komik öykülerden oluşur.(Sennur Sezer)

ESERLERİ:

HİKÂYE: Maral (1964), Ölü Ekmeği (1969), Taş Çorbası (1970), Köyden İndim Şehire (1973), Haley (1975), Kafkas Kızı (1978), Sevdam Ürktü (1992), Generaller Birleşin (1997).

ROMAN: Kanlı Derenin Kurtları (1964), Dağların Sultanı (1985).

RÖPORTAJ: Analar ve Çocuklar (1964), Doğunun Çilesi (1966).

İNCELEME: Kan Çiçekleri (1977), Altta Kalanlar (1979), Alaman Ocağı (Almanca-Türkçe, 1982), Ucu Ucuna Yaşam (1998).

GÜLDÜRÜ: Öğretmeni Kim Öptü (1995).
görsel


Yazar (D. 12 Temmuz 1930, Ölçek köyü / Ardahan / Kars - Ö. 19 Eylül 2003, Ankara). Yazar Alper Akçam’ın babasıdır. Kars-Cılavuz Köy Enstitüsü (1950), Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü (1958) mezunu. Öğretmenlik, gazetecilik, yazarlık, sendikacılık yaptı. TÖS İkinci Başkanı iken 12 Mart 1971 darbesinde tutuklandı, sekiz yıl on ay hüküm giydi. Beraat edip öğretmenliğe döndüyse de bir süre sonra meslekten ayrılmak zorunda kaldı (1974). 1977’de kurucuları arasında yer aldığı Demokrat gazetesinin 12 Eylül 1980 darbesinde kapatılmasıyla Almanya’ya gitti. Türkiye’ye on bir yıl sonra döndü. Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği, ÇYDD üyesiydi. Son yıllarını Ankara ve Kuşadası’nda geçirdi.

“Köyden Sesler” başlıklı ilk yazısı 1952’de Varlık dergisinde çıkmıştı. Diğer ürünleri birçok gazete ve dergide yayımlandı. Kimi kitapları Almanya’da basıldı; Ölü Ekmeği Rusça ve Bulgarcaya, Alaman Ocağı Almancaya çevirildi. 1985’te Milliyet’in Ali Naci Karacan Röportaj Yarışmasında Analarımız adlı eseriyle birincilik ödülünü, 1976’da Haley adlı öyküsüyle 12. Antalya Sanat Şenliği’nde Altın Portakal Ödülünü, 1977’de Kanlıdere’nin Kurtları romanıyla Türk Dil Kurumu Roman Ödülünü aldı. Alaman Ocağı adlı eserinden dolayı 1983’ten itibaren on yıl yargılandı, 1993’te beraat etti. Gazete yazılarından dolayı açılan davalar da aklanmayla sonuçlandı.