"Biz Diyarbakırlılar olarak, Diyarbakır Barosu olarak, tarihi değer ve eserlerimize, insanlığın bin yıllık emeğine, birikimine, bu kadim şehre sahip çıkalım. Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihi bölgede birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz. Bu amaçla bugün arkadaşlarımla, Diyarbakır Barosu üyesi arkadaşlarımla ve Diyarbakırlılara birlikte buradayız. Buradan demokratik tepkimizi ifade etmek için buradayız. Bu davranışı, tarihe yönelik bu şiddet eylemini, tarihi bir değere yönelik bu suikastı, saygısızlığı kınıyoruz. Tarihine, tarihsel değerlerine tarihsel mirasına sahip çıkmayan toplumlar doğru ve güvenli bir gelecek de kuramazlar. Bu nedenle tarihimize, değerlerimize, tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıkalım diyoruz"

Basın açıklaması sona erdikten kısa bir süre sonra 40-50 metre uzaklıkta bulunan Gazi Caddesi’nden silah sesleri gelmeye başladı, akabinde ellerinde silah bulunan iki kişi Dört Ayaklı Minareye doğru koşmaya başladı. Bu iki kişi ve güvenlik mensupları arasında yaşanan kovalamaca ve çatışma esnasında Tahir Elçi saat 11:00 sularında Dört Ayaklı Minare’nin önünde öldürüldü.
görsel


1966 yılında Şırnak’ın Cizre ilçesinde dünyaya geldi, ilk ve orta öğrenimini aynı yerde tamamladı. 1991 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1990 yılında Türkan Elçi ile evlenen Tahir Elçi iki çocuk babasıydı. 1992-1993 yıllarında Mardin Bölge Barosuna bağlı olarak Cizre’de, 1993-2015 yılları arasında da Diyarbakır Barosuna bağlı serbest avukatlık yaptı. Elçi, mesleki faaliyetlerine daha çok Ceza ve İnsan Hakları Hukuku alanında yoğunlaştı. Kamuoyunun dikkatini çeken birçok davada mağdurları yurt içindeki mahkemeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde temsil etti. Almanya’da bulunan Avrupa Hukuku Akademisi’nde (ERA) uluslararası ceza hukuku ve ceza yargılaması eğitimi gördü, birçok ulusal ve uluslararası toplantı ve konferansa konuşmacı olarak katıldı ve bu toplantı ve konferanslarda tebliğler sundu. 1998 yılından itibaren birçok baroda ve hak temelli faaliyet yürüten kurumda staj ve meslek içi eğitmenliği yaptı, ceza ve insan Hakları hukuku alanında seminerler verdi, akademik, sosyal ve bilimsel araştırmalar yaptı.

1998 ile 2006 yılları arasında Diyarbakır Barosunun Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterlik dahil çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. Yine Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyeliği yapan Elçi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) kurucular kurulu üyesi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticiliği yaptı ve birçok sivil toplum örgütünün kuruluşu ve çalışmalarında yer aldı. Türkçe’nin yanı sıra anadili Kürtçe’yi ve iyi derecede İngilizce bilmekteydi. Diyarbakır Barosunun 2012 yılında Diyarbakır Barosu Başkanı seçildi. 2014 yılında ikinci kez seçildiği Diyarbakır Barosu Başkanlığı görevini öldürüldüğü 2015 yılının Kasım ayına kadar yürüttü. Mesleki faaliyetlerini sürdürürken Türkiye’deki ve komşu ülkelerdeki Kürt sorununun barışçıl yollarla çözümü için mücadele etti ve bu bağlamda çalışmalar da yürüttü.

Tahir Elçi ömrünü cezasızlıkla mücadeleye adamış saygın bir insan hakları avukatı olarak hafızalarda ve belgelerde yerini aldı. Tahir Elçi için insan hakları disiplini bir idealden öte olup, aynı zamanda bu disiplin hayatının merkezinde yer aldı. Elçi, insan yaşamı kadar tarihin ve medeniyetin de insan hakları ile organik bağı olduğuna ve korunmaya, savunulmaya değer olduğuna inandı. Tahir Elçi, Diyarbakır’ın Sur ilçesi Yenikapı Sokak’ta bulunan tarihi Dört Ayaklı Minare’nin yaşanan çatışmalarda zarar görmesi sebebiyle Diyarbakır Barosu üyesi bir grup avukat ve birkaç kent sakini ile birlikte 28.11.2015 tarihinde saat 10:30’da Dört Ayaklı Minare’nin önünde onlarca basın mensubunun karşısında açıklama yaptı. Basın açıklamasında özel olarak Dört Ayaklı Minarenin kısa tarihini aktararak genel olarak da tarihi ve kültürel değerlerin korunması gerektiğine ve önemine dikkat çekti. Açıklamasını şu şekilde bitirdi;