BANYODA BİR ÇIPLAK CESET

İlana, seksenin üzerinde erkek başvurdu. Bayan Elfriede, aralarından posta emeklisi 76 yaşındaki Alois Pichler’i seçti. Alois’in hali vakti yerindeydi, yaşlıydı, 91 yaşındaki rahibe ablası dışında kimsesi yoktu. 1995 yılı Ekim ayının başında Elfriede adamın evine taşındı, ayın 20’sinde kapının önünde bir ambulans duruyordu. O güne değin hiç bir sağlık sorunu olmayan Alois’in kan şekeri, aniden düşmüştü.

Aradan bir ay geçip, Alois bir türlü ölmediğinde, Elfriede ona Euglucon’un yanı sıra Anafranil (anti depresan bir ilaç) vermeye başladı. Baktı bir sonuç yok, avukatını çağırdı. Alois’in, bütün mal varlığını Elfriede’ye bıraktığını gösteren sahte bir vasiyetname hazırlattı. Sonra halsiz düşmüş adamcağızı birlikte banyoya taşıdılar. Küvete sokup soğuk suyla yıkadılar, oracıkta bırakıp, camı çerçeveyi açtılar, dışarıdaki 15 santim kara aldırmadan, kumar oynamaya gittiler.

Aksilik bu ya, o gece Alois’in rahibe ablası, yanına birkaç din görevlisini daha alıp, kardeşini ziyarete geldi. “Merak ettim, arkadaşlarla duaya geldik.” Kardeşini küvetin içinde kaskatı gören rahibenin dua edip etmediği belli değil ancak ertesi sabah kardeşi Alois’in mezarlığa değil, dosdoğru Viyana morguna götürülmesini sağladığı muhakkak.


1 Aralık 1995’teki törende, Elfriede her zamanki gibi şık. Dudak rujunun kırmızısına uygun gülü, tabutun üzerine bırakırken ağlayıp durdu. Mezarlıktan eve dönerken gazetesi vereceği ilanı hazırladı: “Dul, yalnız, yer değiştirebilir…” Elfriede, iki şeyi hesap etmemişti: Alois’in malını mülkünü yeğenine bıraktığı gerçek bir vasiyetnamenin ortaya çıkacak ve ikinci otopsi materyallerinde Anafranil’in etkin maddesinin kolayca bulunacağını.

30 Eylül 1997’de Elfriede, Alois Pichler’i öldürmekten ömür boyu hapse mahkum oldu. Onunla birlikte sadece avukatı değil, bir ay içinde 1100 tablet Euglucon ve 200 tablet Anafranil satın almasını sağlayan reçeteleri yazan genç pratisyen hekim de, demir parmaklıkların arkasını boyladı.