Süleyman Hüsnü Paşa, askerî okulların programlarını millî ruha uygun olarak hareket edecek biçime soktuğu zaman, bu okullarda okutulacak ders kitabı bulmakta zorluk çekmişti. Yabancı yazarlardan yapılacak çeviriler, çoğu kez Türkler hakkında yakışıksız ve asılsız bilgilerle doluydu. Bu sebeple bu kitapların ders kitabı olarak okutulması olanaksız olduğundan Süleyman Paşa, ders kitaplarını da kendisi yazmak zorunda kaldı. Önce din bilgisi, Türkçe ve tarih kitaplarını kaleme aldı. Bu kitapları çok açık, sade bir Türkçe ile yazdı. Tanzimat döneminde Osmanlıcılığa karşı Türkçülüğü savunan Paşa, böylece bu görüşünü okul kitapları yoluyla tarih, dil ve din alanlarından başlayarak askeri okullarda uyguladı.

Süleyman Paşa’nın önemli eseri, “Tarih-i Âlem” adıyla kaleme aldığı dünya tarihidir. Yazar, bu kitabının önsözünde şöyle demektedir: “Askerî mekteplerde okutulmakta bulunan umumî tarihin, yabancı dillerden aynen aktarılması nedeniyle, İslâm akideleri ve millî ahlâka aykırılığı ile beraber, Eski Çağ kısmının da ancak birkaç faslı tercüme olduğu için, şimdiye kadar maksada ulaşılamamış idi.” Süleyman Paşa, “Tarih-i Âlem”de, Türklerin İslâmlıktan önceki tarihlerine geniş yer ayırmıştı. Eserin yazılmasında yararlanılan kaynaklar arasında De Guignes’in “Hunlar Tarihi” ve Raymond’un “Tatar Tarihi” de bulunmaktadır. Bu bakımdan, “Tarih-i Âlem”, Batıda ortaya çıkan Türkoloji araştırmalarından yararlanılarak yazılmış ilk Türkçe eserdir.

Süleyman Paşa, Türkçe dil bilgisi kitabı olarak kaleme aldığı eserinin adını da, “Sarf-ı Türkî” koymuştu. O zamana kadar bu tür kitaplara “Sarf-ı Osmanî, Kavâid-i Osmaniye” gibi adlar veriliyordu.