görsel



Bütün Fransızlar gibi radyodan, kamu binalarının peş peşe işgal edildiğini, polisin hareketini, özgürlük yolunu onların yapıtlarını okuyarak bulan bir gençliğin başkaldırışını dinliyorlardı. Simone de Beauvoir ile Jean-Paul Sartre’ın birlikteliği, XX. yüzyılın bir ucundan öbür ucuna uzanan bir aşk hikâyesi, bir dava yoldaşlığı. Aralarındaki, evlilikten çok daha güçlü bir bağ; başka aşkların, uzun ayrılıkların koparamadığı bir ilişki. İnsan hakları savunuculuğundan özgürlük yoluna adanmış bir edebiyata, Cezayir Bağımsızlık Savaşı ve Vietnam Savaşı’ndan kadınların özgürleşme hareketine kadar birçok kültürel kavgada, siyasal davada birlikte savaşarak güçlendirdikleri bir can yoldaşlığı... Beauvoir’la birlikte uzun yıllar kadın hakları uğruna savaş vermiş olan Claudine Monteil, bu iki özgürlük âşığının çapraz yaşamöyküsünde, hem büyük bir aşk öyküsünü romansı öğelerle dile getiriyor hem de XX. yüzyıla damgasını vurmuş iki aydının yazınsal ve düşünsel serüvenlerini aktarıyor.