görsel

Halüsinasyonların Sınırsız ve Gerçeküstü Dünyası
Sacks, kitaplarının dünya üzerinde binlerce okur tarafından okunmasını sağlayan kendine özgü yazım tarzını ve yaklaşımını Halüsinasyonlar'da da sergiliyor: Karısını Şapka Sanan Adam, Uyanışlar, Migren ve Müzikofili gibi eserleriyle tanıdığımız dünyaca ünlü nörolog-yazar Oliver Sacks, son kitabında okurları halüsinasyonların gizemli, şaşırtıcı, yer yer komik yer yer dehşet verici dünyasına götürüyor. Hastalıkları soğuk bir bakış açısıyla gözlemleyip birkaç semptoma indirgemek yerine her hastanın öznel deneyimine odaklanıyor (bu arada kendi halüsinasyon deneyimlerini paylaşmaktan da çekinmiyor), kültürel ve dinsel bağlamları gözden kaçırmıyor ve sadece çağdaş tıbbın son bulgularından değil, 19. yüzyılın öncü tıp adamlarının keşiflerinden de yararlanıyor. Halüsinasyonların dünyasının ne kadar geniş olduğunu, sadece görsel alanla sınırlı kalmayıp işitsel, dokunsal, kokuyla ilgili, hatta vücudun konumunu yanlış algılamayı içeren halüsinasyonlara da sık rastlandığını gösterirken, halüsinasyonlara maruz kalanların çoğunlukla psikiyatrik sorunlar yaşayan kişiler olduğu yönündeki önyargıyı da yerle bir ediyor: Kitapta karşılaştığımız onlarca vaka hikâyesini okuyunca, bu davetsiz misafirlerin, migrenden görme kaybına, yakın ölümünden uzuv kaybına dek çeşit çeşit sebep sonucunda insanın gündelik hayatına bir anda dahil olabildiğini ve bu hayatı cümbüşe ya da kâbusa çevirebildiğini görüyoruz. Sacks incelemesini edebiyat ve tarihe yaptığı göndermelerle zenginleştiriyor. Gerçek olmayan ama gerçeği kusursuz bir biçimde taklit eden halüsinasyonların hikâyesini Sacks'ın kaleminden okumak, bütün ufuk açıcı kitapların yarattığı etkiye yol açıyor: İnsan okuduklarını hemen gidip bir başkasına anlatmak, şahit olduğu tuhaf dünyanın (ve bu dünyayı bütün genişliği ve renkleriyle anlatan böyle bir kitabın) varlığından başkalarını da haberdar etmek istiyor.