Acının ve hüznün şairi, bir mektubunda yaşamını şöyle anlatır..
“Önce şunu belirtmek yerinde olur ‘benim hayatım’ roman değildir. Baştan başa şiirdir benim hayatım, şiirdir ve aşktır. Köhne dünyayı 1926 yılında şereflendirdim. Daha doğrusu çilem 1926 yılında Tarsus’ta başladı. Babamın adı Lütfü, anamınki Güzide. İlk çocukluk yıllarından bu yana çeşitli kazalar, hastalıklar, ameliyatlar geçirdim. Üç yaşında ayağım kırıldı, dört yaşında mangala oturdum, beş yaşında 20 basamak taş merdivenden düştüm, yedi yaşında başıma sandık kapağı düştü, bu arada fazla ateşli geçirdiğim kızamık sonucu kekeme kaldım (o günden beri ateşliyimdir). 14 yaşında apandisit, 19 yaşında böbrek (tek böbrekliyimdir), 30 yaşımda bademcik ameliyatı geçirdim.”
Kendisinin de belirttiği gibi hayatı şiirdir, aşktır, bir de çokça yeltendiği intiharları. Söylentilere göre 23 kez, ona sorarsanız 3 kez yeltenmiştir intihara. Belkide sessiz bir çığlıktı intiharları. Gerçekten ölmeyi istememişti. Belkide sadece çok sevilmek, anlaşılmak istemişti. Çünkü sevdiği kadar sevildiğine inanmıyordu. Oysa ikinci eşi Ulufer Oğuzcan kendisi için "Sevmeyi bana Ümit öğretti'' demişti. İlk evliliğini ailesinin isteği üzerine yapmıştı.. Yürütememişlerdi bu evliliği,
Ümit yaşar hayatı boyunca üç kadına büyük aşk besledi. Ayten, Mihriban, Ulufer hanım.. Ayten ve Mihriban'ın kim oldukları hiç bilinemedi. Bu kadınlar gerçekten var mıydı, yoksa şairin hayali kadın kahramanları mıydı bilinmez, ancak "Sahibini Arayan Mektuplar" adlı kitabında sürekli onlardan bahsetti..

"Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir "

Ümit Yaşar liseyi bitirir bitirmez Osmanlı Bankasında işe başlar. Sonrasında İş bankası, Akbank, YapıKredi bankası .. Adana, Ankara, İstanbul ,, dolaşır memleketi. Memurluktan, müdür yardımcılığına kadar yükselir. Bankacılıkta otuzuncu yılını doldurduğunda, Türkiye İş Bankası Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevindeyken . 1977 Haziran’ında kendi isteğiyle emekli oldu. Dünyasal işi bankacılık olsa da o şairdir.. Çocukluğunda geçirdiği kızamık hastalığı sonrası kekeme kalır ama şiir okurken asla kekelemez. Tüm şiirlerini ezbere bilir şair.
Şiir tutkusu çocukluğundan gelmektedir. Annesi tam bir Faruk nafiz çamlıbel hayranıdır. Şair 9 - 10 yaşlarında anne ve babasının da desteğiyle şiire yönlendirilir.Ayrıca babsı lütfi bey şairdir.